15 Mayıs Çarşamba 2024
1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: İstiklal Caddesi’ni kana bulayan bomba sosyal medya üzerinden yaptırıldı

İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlar ile Mücadele Daire Başkanlığı tarafından, Antalya’nın Serik ilçesindeki bir otelde düzenlenen 7. Uluslararası Siber Suçlar Çalıştayı başladı. 3 gün sürecek olan çalıştay çerçevesinde, çeşitli konularda çok sayıda oturum düzenlenecek. Çalıştayın açılışını gerçekleştiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Meselelere 360 derece bakmak durumdayız. Bugün İstanbul’da Interpol ile ilgili yaklaşık 50 ülkenin katıldığı bir çalışma var. Bu çalıştaya 15 ülkeden katılan misafirlerimiz var. Meseleye her tarafından bakacağız. Ortaya bir çıktı koyacağız ve bir adım atacağız. Bir yol haritası ortaya koyacağız. Bulunduğumuz coğrafya ile ilgili bir değerlendirme yapıyoruz. Bulunduğumuz coğrafya itibarıyla 21. yüzyılın tüm küresel güvenlik sorunları temas halinde olan bir ülkeyiz. Göçü anlatırken bulunduğumuz coğrafya ile ilgili bir değerlendirme yapıyoruz. Uyuşturucunun rotalarından bahsederken coğrafyanın ortaya koyduğu sonuçlara bakıyoruz” dedi. AMERİKA SON ÜÇ YILDA 2 MİLYAR DOLAR PYD-PKK'YA YARDIM ETTİ Amerika’nın Afganistan’a gittiği zaman Türkiye’de bir süreç başladığını belirten Soylu, “Uçaklar oradan insanları döke döke kaçtığı zaman, Irak’a demokrasi getireceğim diye gidildiği zaman da bir süreç başladı. Suriye’de iç savaş başladığı zaman da bir süreç başladı. Bittiği zaman da bir süreç başlayacak. İran’daki ambargo başladığı zaman da bizim için bir süreç başladı. Yani ne etrafımızdaki coğrafyadan bağımsızız ne de dünyadan bağımsızız. Meseleleri sadece kendi içimizde dönerek izlersek eksik bir değerlendirme yaparız. Amerika son 3 yılda 2 milyar dolar PYD-PKK’ya yardım etti. Terörle bir adım yan yana gelen hangi ülke hangi insan olursa olsun onu yaftalayan Amerika, terör örgütüne son 3 yılda 2 milyar dolar kendi senatosundan para gönderdi. Almanya ve İngiltere terör olayları yaşıyor ama Türkiye’nin terör tehdidi gibi değil. Siber güvenlik konusunda hepimiz aynı noktayız. Acaba tıpkı covid-19 salgınına yaptığımız gibi aynı anda mücadele mi edeceğiz, eksikleri olsa da küresel bir reaksiyon üretebilecek miyiz? Yoksa tıpkı terör ve göçte yapıldığı gibi siber güvenlik sorunun ülkeler arasında bir politika aracı olarak kullanılmasına mı şahit olacağız?” diye konuştu. "DEVLETİMİZİN TÜM YAPILARINI ETKİSİZ HALE GETİRMEK İÇİN ORTAYA ATILMIŞ İFTİRALARDIR" Bir küreselleşme anlayışı dayatılmaya çalışıldığını belirten Soylu, “Tek tip millet, tek tip medeniyet dayatılmaya çalışıyor. Bütün bunların hepsini küreselleşme anlayışı altında hep yaşadık ve yaşamaya devam edeceğiz. İstedikleri gibi yönetmek ve istedikleri gibi itibarsız hale getirmek istiyorlar. Kimyasal silahlanmadan tutun veya kimyasal silah saldırılarından tutun, uyuşturucunun devlet tarafından koordine edildiğini ifade eden cümlelerin hiçbirisi mesnetsiz bir yerden kaynaklanmayan uluslararası küresel ağların kontrolünde olmayan cümleler değildir. Hepsi devletleri itibarsızlaştırmak içindir. 2 bin yıllık ordumuzu, 200 yıllık emniyet teşkilatımızı ve devletimizin tüm yapılarını etkisiz hale getirmek için ortaya atılmış iftiralardır. Hepsinin bir sebebi var” şeklinde konuştu. "BOMBAYI SOSYAL MEDYADAN YAPTIRMIŞLAR" İstiklal Caddesi’nde meydana gelen bombalı saldırı hakkında da açıklamalarda bulunan Soylu, “İstiklal Caddesi’ndeki patlamadaki bomba yapımının sosyal medya üzerinden yaptırıldığını, yani bir görüşme kanalı üzerinden canlı bir şekilde imal edildiğini burada size söyleyebilirim. Teker teker tarif edildiğini, Hacı kod adlı Amerika’ya bağlı PKK/PYD terör örgütü mensubunun cep telefonu üzerinden hem bombayı yerleştiren, hem bombayı imal edeni cep telefonu üzerinden yaptırıldığı bilgileri mevcut. Devlet dedikodu yapmaz, bilgi ile çalışır. İlk verilen ifadelerdeki ’Ben bunu çikolata paketi sanıyordum’ sözleri gerçeği yansıtmıyor. Olayın bütün ayrıntıları teşkilatımız tarafından kayıtlara geçirilmiştir. Aciz değiliz, hiçbir işi de açıkta bırakmayız” ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan Kemal Kılıçdaroğlu'na fotoğraflı mesaj: Bir de bizim soracaklarımızı bekle

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Twitter hesabından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na seslendi. Paylaşımında Kılıçdaroğlu'nun bir kişiyle tokalaştığı fotoğrafa yer veren Bakan Soylu, "FETÖ’cülerin, PKK’lıların ve bilumum kaçkınların sözcüsü Kılıçdaroğlu; Devlete ve ülkeye attığın iftiralar yetmezmiş gibi filmci oldun. 4 sorunun 3'ü cevaplandı dördüncüsü de yarın." dedi. "BİR DE BİZİM SORACAKLARIMIZI BEKLE" Bakan Soylu, sözlerinin devamında "Bir de bizim soracaklarımızı bekle. Üzülüyorum ama Mansur, Akşener, Ekrem ellerini ovuşturacak." ifadelerini kullandı. Fotoğrafta Kılıçdaroğlu'nun el sıkıştığı kişinin kim olduğu merak konusu oldu. https://twitter.com/suleymansoylu/status/1600893748094935041?s=46&t=x_-Vkxz8hO2rfhabqzpaSg

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan HDP'ye: Hesap vereceksiniz

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda bütçe maratonu devam ediyor. Maratonun strart verdiği ilk günlerde Meclis'te gerginlik başladı. Sağlık Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 2021 Yılı Kesin Hesap Kanun Teklifleri ile 2023 Yılı Bütçe Kanun Teklifleri görüşüldüğü Bugüne damga vuran gerginlik ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş arasında yaşandı. HDP Grup Başkanvekili Beştaş, Süleyman Soylu'yu hedef alarak "Kürt düşmanı oldukları için bunlara cevap vereceğiz. Yolsuzluk sizin işiniz. Senden korkan senin gibi olsun. Terbiyeli ol, otur. Süleyman Soylu senden korkan senin gibi olsun" dedi. "Kürt düşmanı 10 yaşındaki çocuğa kalaşnikof veren PKK ve HDP'dir" Bunun üzerine kürsüye davet edilen Süleyman Soylu ise şu cümleleri kullandı; "Hakaret ve iftira silsilesiyle karşı karşıya kaldık. Birincisi; Kürt düşmanı kimdir biliyor musunuz? 10 yaşındaki çocuğa kalaşnikof veren PKK ve HDP'dir. Hiç masum gibi bakma. Kimi kaçırdığını, kimi dağa gönderdiğini, annelerin sana nasıl bela okuduğunu herkes bilmektedir. "Remziye Tosun PKK'nın kadrolu elemanıdır" Cümlem şu; burada tülbent atan Remziye Tosun, sadece ve sadece PKK'nın kadrolu elemanıdır. Devletin bütün kayıtlarında böyledir. Aynı zamanda son 5 yılda bin 230'un üzerinde teslim olan PKK'lı var ve 'HDP bizi dağa gönderdi' dediler. Esas hesabı siz vereceksiniz." https://twitter.com/bugunguncel/status/1601555515674624001?s=46&t=Wm5zdzsnv8GXRVl9CRI7mA

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Cumhuriyetin yüzüncü yılında dağlarda bir tek terörist kalmayacak”

Bakan Soylu'nun açıklamalarından satır başları şöyle;  Tüm şehitlerimize rahmet diliyorum, gazilerimize şükranlarımı arz ediyorum. Gazi Meclis kurulduğu günden itibaren çok çetin ve onurlu mücadele vermiştir. Suriye ve Irak'ın kuzeyini önce DEAŞ sonra PKK işgal etti. Ukrayna - Rusya savaşı tam 10 aydır devam ediyor. 6 yıldır her bütçe gelişmesinde örneğini verdiğimiz dünyada zorla yerinden göç edilen insanlar 100 milyonu geçti. İngiltere 3 ayda bir başbakan değiştiriyor. Orta Doğu ve Afrika'da darbe yaptıran ABD geçen yıl senatosunda işgalle karşı karşıya kaldı. Yunanistan 100 yıl önce yaptığı gibi sırtını ağabeylerine dayayarak masumları Ege Denizi'nde ölüme ittiler. Akdeniz'i bir göçmen mezarlığına çevirdiler. Değişen sadece şudur ürettikleri sorunlarla artık kendileriyle yüzleşiyorlar.  TÜRKİYE TERÖRLE MÜCADELENİN DESTANINI YAZMIŞTIR Bugün Türkiye Cudi'de festivaller yapıyor. Dün terör olan yaylalarda raket sesi hep beraber çınlıyor. Türkiye makale değil, terörle mücadelenin ve kazanmanın destanını yazmıştır Bu destanı şehitlerimiz, gazilerimizle, cesur ve kahraman duran eşleriyle ve demokrasiyle yazmaktadır. Biz terörle mücadele kitabını yeniden yazmayıp da ABD'den yazılan makalelerden öğrenseydik bugün sınırlarımız içerisindeki terörist sayısını 120'ye düşürmezdik. Biz hepsinin ayakkabı numaralarını biliyoruz, hepsinin fotoğraflarını biliyoruz. PKK'nın avukatlığını yapan HDP de biliyor. Biz sizin ağababalarınıza boyun eğmedik, size hiç boyun eğmeyiz. Güneydoğu'da huzur var, hizmet var. Bir kardeşiniz olarak söylüyorum en önemlisi umut var.  TEK BİR TERÖRİST KALMAYACAK Cumhuriyetin yüzüncü yılında dağlarda bir tek terörist kalmayacak. Her türlü terörle mücadeleyi yapıyoruz. İçeride nefes aldırmıyoruz. İnlerine gireceğiz diye söz vermiştik. İnlerine girdik girmeye devam ediyoruz. UYUŞTURUCUYLA MÜCADELE Uyuşturucuyla mücadelede büyük bir gayretin içerisindeyiz. Bu ülke jandarmasıyla, polisiyle, hakimiyle, savcısıyla tarihinin en yüksek yakalamalarını gerçekleştirdi. Türkiye'de uyuşturucu suçlarından hapishanelerdeki tutuklu sayısı 120 bini aştı. Madde bağlantılı ölümlerde düşüş sürüyor. Uyuşturucu bağlantı ölüm sayısı ABD'de 324. Türkiye'de ise 5 bu kıyaslamayı yapmak lazım. 88 bin metruk bina yıktık. 22 ilde kökünü kurutma operasyonları yaptık, hala da devam ediyoruz. Dünyanın yeni yeni farkına varmaya başladığı metamfetaminle ilgili biz 2,5 yıl önce alarm zillerini çaldık. Bu işler ciddi işlerdir, mutfakta video çekmekle yapılacak işler değildir. Avrupa teslim olsa da dünya teslim olsa da bacaklarını kıra kıra devam edeceğiz. Jandarma ilk yerli skorsky helikopterini bir hafta içerisinde teslim alıyor. Elbette bu Meclis'e Gazi Meclis demeye gönülleri varmaz. Kara parayla cari açıklarını kapatıyorlar iftirasını size attırmayız. Siz bütün iftiralarınızla bizden uyuşturucuyla, PKK ile yaptığımız mücadelenin intikamını alıyorsunuz. 

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Bukalemun Kılıçdaroğlu

İçişleri Bakanı Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun cinsel istismar olayına ilişkin "Yiğit polislerimiz operasyon için emir bekliyor" paylaşımına yanıt verdi. CHP kanadında bugün hareketlilik yaşandı. Sabah saatlerinde bir araya gelen partili isimler, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde TBMM’den Adalet Bakanlığı’na yürüdü. Ardından Türkiye gündemini derinden sarsan, 6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesi olayına ilişkin basın toplantısı düzenlendi. "Yiğit polislerimiz operasyon için emir bekliyor" Olayı sosyal medya hesabına da taşıyan Kılıçdaroğlu, peş peşe paylaşımlarda bulundu. Cinsel taciz olayıyla ilgili "Bu devlet ayağa kalksın" diyen Kılıçdaroğlu, "Yiğit polislerimiz operasyon için emir bekliyor" notunu düştü. Bakan Soylu'dan yanıt geldi Bunun üzerine son günlerde sık sık karşı karşıya gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan Kılıçdaroğlu'na yanıt gecikmedi. Bakan Soylu, CHP liderinin güvenlik güçleri ile ilgili önceki açıklamalarına değinerek sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. "Türk polisi ikiyüzlüleri de iyi bilir" Şu ifadelere yer verildi: "Bukalemun Kılıçdaroğlu; Türk Polisi'ne her fırsatta hakaret et/ettir, Türk Polisi'ne devletin tüm güvenlik güçlerine uyuşturucu iftirası at/attır, Şehit katilleriyle, FETÖ ve HDPKK ile aynı safta dur, Ardından "Yiğit Polis göreve" de... Merak etme Kılıçdaroğlu, Türk polisi, katilleri de, devlet-millet düşmanlarını da, teröristler ile el ele tutuşanları da, ikiyüzlüleri de iyi bilir..." https://twitter.com/suleymansoylu/status/1602273120676724738?s=46&t=8bvlPImVYJDm9UzWpeQQqg

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Tarihin en başarısız belediye başkanını, Recep Tayyip Erdoğan ile kıyaslamak hadsizliktir

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, hakkında hapis cezası ve siyasi yasak getirilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu Cumhurbaşkanı Erdoğan ile kıyaslamanın "Hadsizlik" olduğu yorumunda bulundu.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: İstinaf ve yargı onayladığı zaman İmamoğlu'nu görevden düşürebilirim

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CNN Türk ekranlarında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: KATAR'DA GÖREV YAPAN TÜRK POLİSLERİ Bizim Türkiye'deki maçlarda da görev olan arkadaşlarımızdan Katar'a gönderdik. Burada çok başarılı bir görev yaptılar. Zor maçlardan alınlarının akıyla çıktılar. Birçok ülkenin polisiyle bu görevi yapmak kolay değildi. Çok mutluyuz hem turnuvanın güvenliği Türkiye'ye geldi hem de başarılı olduk. Arkadaşlarımız şu an peyder pey dönüyorlar. İyi bir koordinasyon sağladık mutluyuz. İMAMOĞLU KARARI Davayla ilgili şunu söylemeliyim, İmamoğlu seçildikten sonra Avrupa'ya Türkiye'yi şikayete gitti. Ben de Türkiye'nin Avrupa'da şikayet edilmesinin doğru olmadığını söyledim. Ben şunu diyorum hangi siyasi parti olursa olsun dünyaya gittiği zaman Türkiye'yi şikayet etmemeli. Bu meseleleri kendi içimizde halletmeliyiz. Türkiye'yi Avrupa'da demokrasi ile hukuk ile şikayet ederek suçlayıcı bir dil kullanılıyor. Ben de konuşmamın birinde, 'Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet eden ahmak.' dedim. Bunun ardından bana kendisi daha sonra cevap veriyor. Benim sözüm kafasında kalmış olmalı ki daha sonra, 'Asıl seçimi iptal edenler ahmaktır.' dedi. Ben İçişleri Bakanı'yım seçimi ben iptal etmedim ki. 91 seçimlerinden seçim kurulu üyesiydim. Seçim kurullarının işleyişini bilirim. Bir hukukçu değilim ama onlar kadar bilirim çünkü siyasetçiyim. Seçim iptal etme şikayetle Yüksek Seçim kurulu tarafından yapılır. "ELEŞTİREBİLİRSİNİZ AMA HAKARET EDEMEZSİNİZ" Seçim kurulu bu kararı vermiş ve siz onlara ahmak diyorsunuz. Siz yargının önemli kurumlarını eleştirebilirsiniz ama hakaret edemezsiniz. Genel itibarı ile dava açıldı, bir kamu davası. Davanın ardından onlar 'Bu sözü biz Süleyman Soylu'ya hitaben söyledik.' denildi. Eğer ben söylediysem, 13 Mayıs 2022'de bana hakaret davası açılıyor. Neden yargılamanın gidişatını değiştirmek için. Ben o davanın tarafı değilim, şikayetçisi bile değilim. İptal için bir müracaatçı bile değildim. Ben daha sonra bana hakaretten bir dava açtım kendisine. olay 4 Kasım 2019'da meydana geliyor ama karşı taraf bana hakaret davasını 13 mayıs 2022'de açıyorlar. Onlar benimle ilgili olsa da olmasa da tüm her şeyin benimle ilgili olduğunu söylüyorlar. Böyle bir mitleri var. Yargı için bu karar pozitif hukuk açısından doğru bir karar. Dikkat edilmesi gereken böyle bir mahkeme görülüyor ve bu suçun kanunen karşılığı var. Kanundaki kural kişiye özgü değiştirilmiş bir kural değil. Anayasa çok açık bir biçimde yargıya müdahale edilemeyeceğinin altını çiziyor. Bu benim içinde geçerli, Adalet Bakanı için de geçerli. Baskı unsuru olarak kullanılamaz. Siz bir mahkeme görülürken mahkeme etrafının miting alanı gibi doldurulduğunu resimlerle süslendiğinizi gözdünüz mü? "SİZ MAHKEMENİN HAKİMLERİNİ, SAVCILARINI AŞAĞILAYAMAZSINIZ" Şimdi resmen bu mahkemenin başından beri hukuk ihlal edilmektedir. Bir çok mahkeme kararı eleştirilebilir, biz de eleştiriyoruz ancak hakaret edemezsiniz. Siyaseten bu doğru mu? Yanlıştır. 'Ben işime gelince böyle yaparım, işime gelmeyince yapmam' demek hukuka hakarettir. Siz mahkemenin hakimlerini savcılarını aşağılayamazsınız. Mahkemenin etrafına bu zamana kadar kim baskı kurdu, kurabildi. SİYASİ SONUÇLARLA İLGİLENEN YARGI BU ÜLKEDE NEREYE GİDEBİLİR? Savcı talep etmiş, hakim yargılama yapmış tartışılan bu olabilir mi, olamaz mı? Siyasi sonuçlarla ilgilenen yargı bu ülkede nereye gidebilir? HDP kapatılsın mı tartışmasında da, dağa giden ve teslim olan teröristlerin yüzde 34'u HDP binasından dağa kaçtığını söylüyor. İşlerine gelince hukuk devleti işlerine gelmedi mi hukuk devleti değil. İspanya'da siyasi parti kapatıldı aynı tartışmalar orada yaşanmadı. Ben bu davanın izleyicisiyim. Türkiye'de bilirkişi meselesi sıkıntılı bir durumdur. Benim alanım değil ama Türkiye'de bilirkişi meselesinin ele alınması gerekmektedir. Kimse savcıyla konuştuk diyerek bilgi alma kabiliyetine sahip değil. Bu açıklamalar sübjektif açıklamalardır. Hakim ve savcılar bu konuda değerlendirme ortaya koymaz. Bunların hepsi davayla ilgili kendi haklılıklarını ortaya koymak için verilen ifadelerdir. Hukuku alaşağı ettiğiniz zaman, yarın her şeyle karşılaşabilirsiniz. İBB'YE KAYYUM ATANACAK MI? Şimdi, bir düzeltme yapalım. Mahkeme bir bilirkişi atamadı, özel mütalaa olarak verildi. Bilirkişi yok. Ama genelde böyle mütalaalar alınır. Bizim anayasamızda, İçişleri Bakanına yetki veriyor. Eğer bir kişi görev suçu dolayısıyla kovuşturmaya tabii tutuluyorsa, İçişleri, görevden alma hakkına sahiptir. Kanunun bunu ikiye ayırmış; bir terör, iki görevden kaynaklanan sebep. Örneğin ihaleye fesat karıştırma gibi bir soruşturma ve kovuşturman çerçevesinde burada İçişleri Bakanı yetkili oluyor. Tüm bunların tamamın kamu hakkını korumak için verilmiş yetkidir. ikinci olarak eğer bir teröre karışma durumu varsa mahkeme soruşturmayı açtığı andan itibaren Bakanlık, kayyum atama yetkisine sahiptir. Burada bu dava ile ilgili terörle ilgili herhangi bir süreç söz konusu değil, kayyum atanmaz. Görevden almada hukuk açısından değerlendirilebilir. Ancak benim görevden alma yetkim yok, bu konuda kanun böyle söylüyor. Başka bir suç işleseydi de benim görevden alma yetkim yok. İstinaf onaylarsa yargı onayladıktan da sonra bir süreç daha var. Orada benim görevden alma hakkım yok ancak görevinden düşürebilirim. Ancak bu da Danıştay'ın kararı geldikten sonra olabilir. Bu bir devlet, burada kurallar ve teamüller var. Açığa aldıklarımız var, yargı onayladıktan sonra. Ama belediye başkanlığı düşmez. Açığa almak ayrıdır, görevden düşürmek ayrı. Ceza alırsa kamu görevini yapamaz. Karar verilirse bu göreve 10 gün içerisinde valilik tarafından biri atanır, daha sonra seçime gidilir. Ancak süreç açıktır, itiraz etme yetkilerine sahiptir. Kanun çerçevesinde yetkilerim var ve bunları kullanırım. Ben Türkiye'de İçişleri Bakanı olarak hükümetimizin aldığı kararları ve parti politikalarımızı hayata geçirmekle yükümlüyüm. Terörle mücadele etmeliyim. Şu anda Mardin'e 3 milyon turist geldi, Oteller yapılıyor, Hakkari'den Tıp fakültelerini kazanan öğrencilerimiz var. Terörle mücadele böyle bir şeydir. Burada bir üst bölgesi yapacağız dediğimiz anda herkesin kafası karıncalanıyordu. Artık böyle bir şey yok. Terörü kaynağında yok edeceksiniz sözü Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın sözü, biz bunu yapıyoruz. Bir mücadele yapılıyor ve bunu tüm kurumlar olarak uyumlu olarak yapıyoruz. Ayrıntılar geliyor…

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: CHP'li belediyeler, hile ve hülleyle işe alım yapıyor

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bazı belediyelerde terörle bağlantılı şahısların çalıştırılmasıyla ilgili ayrıntıları paylaştı. Bakan Soylu, geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada, "74 belediyede terörle bağlantılı 88 soruşturmanın 79’u tamamlandı." demişti. "Ateş bacayı sardı" Soylu, sosyal medya üzerinden paylaştığı ve "Ateş bacayı sarmış (!)" notunu düştüğü son açıklamasında çarpıcı bilgilere yer verdi. Soylu, "HDPKK'nın referansı ile CHP'li belediyelere ve şirketlerine doldurulan terör örgütlerinde faaliyet gösterenlere, irtibatlı ve iltisaklı olanlara yönelik müfettiş soruşturmalarının sonuçları ortaya çıkınca Saygı Öztürk'te ateş bacayı sarmış, aklınca aklama operasyonuna başlamış." dedi. 11 madde ile açıkladı "HDPKK'nın referansıyla hile ve hülle yapılarak işe alımların nasıl gerçekleştiği 11 madde ile tek tek açıklanmıştır." diyen Soylu, şunları sıraladı: "Belediye, bağlı kuruluş ve şirketlerine personel alınırken mevzuatın emrettiği hukuki sürecin işletilmediği, uyulması gereken prosedüre uyulmadığı, Bu kapsamda; 1) İşe alınacak personel hakkında, işe alınma tarihleri itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre, 'Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması' yaptırılması mecburiyken, işe alınan personel hakkında bu işlem yaptırılmadan ya da işe alınmalarından sonra yaptırılmak suretiyle terör örgütleriyle irtibatı ve iltisakı bulunan kişilerin işe alındığı (Seyhan, İstanbul), 2) İşe alınacak personelin Adli sicil belgeleri e-devlet üzerinden alınırken 'Kamu/Özel' seçeneğinden 'Özel' seçeneğinin seçilmesi nedeniyle, bu kişilerin büyük çoğunluğuyla ilgili sadece adli kaydın bulunduğu, arşiv kaydının ise bulunmadığı, bunun bir hülle yöntemi olarak kullanıldığı (İstanbul), 3) Belediye, bağlı kuruluş ve şirketlerine ilk defa işe alınan personel için mevzuata göre 'Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması' sonucunda, ilgilinin durumunu görüşmek üzere bir 'Değerlendirme Komisyonu' oluşturulması gerekirken, bu komisyonun oluşturulmadığı veya oluşturulan komisyonun geç çalışmaya başladığı, dolayısıyla terör örgütleriyle irtibatlı ve iltisaklı olan kişilerin durumları değerlendirilmeden işe alındığı (İstanbul), 4) İşe alınacak bazı kişiler hakkında 'Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması' yaptırıldığı ve gelen kayıtlar 'Değerlendirme Komisyonu' tarafından değerlendirilerek işe alınmaları sakıncalı görüldüğü halde, idare tarafından olumlu değerlendirilerek işe alındıkları (İstanbul), 5) Terör örgütleri ile irtibatlı veya iltisaklı kişilerin ağırlıklı olarak belediye şirketleri üzerinden işe alındığı, ancak belediyenin memurlar eliyle yürütülmesi gereken birimlerinde çalıştırıldıkları (Mersin, Seyhan, Ayvalık, Ataşehir, İstanbul), 6) 'Terör örgütleriyle bağlantılı veya anayasal düzene kaşı işlenen suçlardan' mahkûmiyet kararı bulunanların işe alındığı (İstanbul, Seyhan), 7) PKK terör örgütü tarafından sözde 'DEĞER AİLESİ' olarak adlandırılan ailelere mensup, örgütle irtibatlı ve iltisaklı bazı kişilerin işe alındığı (Mersin, Seyhan, İstanbul), 8) PKK/KCK Terör Örgütü adına kırsal alanda silahlı olarak faaliyet göstermiş olan kişilerin belediye şirketlerinde işe alındığı (İstanbul), 9) Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışmakta iken KHK ile kamu görevinden ihraç edilen kişilerin, ilgili KHK'larda 'ihraç edilen kişilerin doğrudan veya dolaylı olarak kamu görevinde çalıştırılamayacakları' belirtilmesine rağmen, belediye şirketleri üzerinden tekrar işe alındıkları, bunu bir hülle yöntemi olarak kullandıkları (İstanbul), 10) Silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak, silahla yağmalamak, silahla yaralamak, resmi belgede sahtecilik, hırsızlık, dolandırıcılık, tefecilik, cinsel taciz, göçmen kaçakçılığı, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal etmek, ticaretini yapmak ve kullanmak gibi suçlardan suç kaydı bulunanların işe alındığı (Ataşehir), 11) Şirketler üzerinden işe alınanlardan, terör örgütleriyle irtibat ve iltisaklı olan kişilerin gizlilik içeren birimlerinde, cinsel taciz suçundan kaydı olan kişilerin ise kadın ve çocukların yoğun olarak bulunduğu alanlarda hizmet sunan Sosyal Hizmetler, Kadın ve Aile Müdürlüğü, Zabıta Müdürlüğü gibi hassas birimlerde çalıştırıldığı (Ataşehir)." https://twitter.com/suleymansoylu/status/1606276162220597250?s=46&t=pzcCB3dUUms9UKkgP1cfjg

1 2 ... 25 26 27 28 29 30 31 32 33